ECMEL İLE ALİ
Çocukluğumun belirgin karekterlerinden iki kişi Ecmel ile Ali. Mahallenin Ecmel halası, bizler onun yeğenleriyle arkadaştık o bizimde halamızdı. Kimseye zararı olmayan, iki öksüz yeğenine bakan, astım hastalığıyla uğraşan, evden dışarıya pek çıkmayan, herkese sevgi dolu gözlerle bakan kendi halinde biriydi. Dört kardeşten tek kız olanıydı.
Ali ise mahallede en güzel simitleri satan kendi halinde güler yüzlü ağabeyimizdi. Çok mu yakışıklıydı derseniz, değildi. Ecmel halada çok güzel değildi.Her gün belli bir saatte Ali:
-Taban vara, kumru var diye bağırır,
Ecmel hala balkondan:
-Ali üç tane,
diye seslenir, sepet sallar, simitleri alır, o içeri girer Ali'nin sesi git gide uzaklaşırdı.Çocuk gözüyle gözlemlediğim buydu.
Yıllar sonra öğrendim ki, Ecmel halamız toprak sahibi oldukça zengin bir ağanın dört çocuğundan tek kızı. Ali ise, yanlarında çalışan işçi. Gönül bu ya,birbirlerine aşık olurlar. Ali istetir Ecmel'i, ama vermezler. Ali işten ayrılır, Ecmel hasta olur yataklara düşer.Bir süre sonra ne büyükler kalır hayatta, nede mal mülk. sadece mütahitte verdikleri evlerinden dört daireleri vardır. Erkek kardeşlerinden tek evli olan eşinden ayrılmış, iki küçük yeğeni kalmıştır. Ecmel hasta yatağından onlar için kalkmıştır, onlar büyüyene kadar da direndi hastalığa.
Bir simit alımı süresince sevdiğini görmek.. Gözlerinin içine bakmak... Tanıdığımda otuzlu yaşlarda ve ikisi de bekardı.Ecmel hala yeğenleri kendi başlarının çaresine bakabilecek yaşa geldiğinde vefaat etti. Ali hala simit satıyor. O mahallede değil.
Hala bekar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder