İnsanların hazineleri, malları, paraları her şeyleri olabilir. Benim hazinem ise ailemdir. Çocuklarım ve eşim... Allah hiç birine sıkıntı vermesin. Yalnız onlara değil, anneme, kardeşlerime, kayınvalideme de sıkıntı vermesin. Hepsini seviyorum. En sevdiğim üçü bir aradalarım.
aliminyum folyo rölyef,dikiş,artık materyalleri değerlendirme,gezi,yemek,kumaş boyama, sırma,geridönüşüm,boncuk işi,kırkyama, el nakışı,kolleksiyon,antikalar,dekoratif objeler,resim,hikaye,ahşap boyama
16 Ağustos 2011 Salı
11 Ağustos 2011 Perşembe
EVİMDEKİ KUŞLAR
1- YAVRU SERÇE
Oturduğumuz evin yan tarafındaki binaya bir çok kuş geliyordu. Onlar için yağmurdan güneşten saklanmak için oldukça idealdi. Çatı katının pencereleri ve kapıları takılı olmadığı için özgürce içeride dolaşıyorlardı. Bende arada onlara ekmek veriyordum.
Bir gün balkonu yıkamak için balkona çıktığımda kapı arkasında bir ses duydum. Baktım ki minicik bir serçe yavrusu. Öyle küçüktü ki balkon duvarına bile sıçrayamıyordu. Yardım etmek istedikçe çok korkuyordu. Ben balkona adımımı atar atmaz yan binadan baba serçe bütün tüylerini kabartarak ötmeye başlıyordu. Çok korkutmadan ekmek verdim su verdim.Ama hiç birine dokunmadı, perdenin arkasından gözetlemeye başladım. Baktım ki anne serçe yemek getiriyor, yavru sadece onun getirdiğini yiyor. Baba da bu sırada balkon duvarına gelip etrafı gözlüyor. Muhteşem bir aileydiler. Sonra onları rahat bıraktım. Aynı gün akşama doğru balkonda kimse yoktu. Nasıl olduysa duvarı aşmayı başarmıştı.
2- YUSUFCUK VE YAVRUSU
Kahramanmaraş ta kumru kuşlarına çok benzeyen yusufcuk kuşları var. Bu yıl ailemi ziyarete gittiğimde ben yokken yusufcuk salon penceresine yuva yapıp yavrulamış. O camı rahatlıkla açıp silemiyorum.
Öyle minicik öyle sevimli ki. Yinede bayrama kadar yuvadan ayrılıp ayrılmayacağını merak ediyorum.
Oturduğumuz evin yan tarafındaki binaya bir çok kuş geliyordu. Onlar için yağmurdan güneşten saklanmak için oldukça idealdi. Çatı katının pencereleri ve kapıları takılı olmadığı için özgürce içeride dolaşıyorlardı. Bende arada onlara ekmek veriyordum.
Bir gün balkonu yıkamak için balkona çıktığımda kapı arkasında bir ses duydum. Baktım ki minicik bir serçe yavrusu. Öyle küçüktü ki balkon duvarına bile sıçrayamıyordu. Yardım etmek istedikçe çok korkuyordu. Ben balkona adımımı atar atmaz yan binadan baba serçe bütün tüylerini kabartarak ötmeye başlıyordu. Çok korkutmadan ekmek verdim su verdim.Ama hiç birine dokunmadı, perdenin arkasından gözetlemeye başladım. Baktım ki anne serçe yemek getiriyor, yavru sadece onun getirdiğini yiyor. Baba da bu sırada balkon duvarına gelip etrafı gözlüyor. Muhteşem bir aileydiler. Sonra onları rahat bıraktım. Aynı gün akşama doğru balkonda kimse yoktu. Nasıl olduysa duvarı aşmayı başarmıştı.
2- YUSUFCUK VE YAVRUSU
Kahramanmaraş ta kumru kuşlarına çok benzeyen yusufcuk kuşları var. Bu yıl ailemi ziyarete gittiğimde ben yokken yusufcuk salon penceresine yuva yapıp yavrulamış. O camı rahatlıkla açıp silemiyorum.
Öyle minicik öyle sevimli ki. Yinede bayrama kadar yuvadan ayrılıp ayrılmayacağını merak ediyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)